4 imparator taç giydi, o bölüm hala korunuyor
İznik Ayasofya Camii (Müze) tarih sahnesinde birçok olaya ev sahipliği yaptı. Tarihin en çarpıcı olaylarından biriside Doğu Roma (Bizans) İmparatorlarının, taç giyme törenlerine aitti. İznik Ayasofya Camii’nin, doğu kısmında bulunan giriş kapısından içeriye girişinde bulunan zeminde, üzerine basılmaması için koruma altına alınan mozaik desenli yer zemini dikkat çekiyor. ‘Omphalion’ denen ve ana tabandan bezeme yolu ile yapılarak ayrılmış bu bölüm, Bizans imparatorlarının törenle taç giydiği yer olarak günümüzde hala korunuyor. Rivayete göre, ortadaki yuvarlağın Hazreti İsa’yı temsil ettiği, etrafındaki 12 dairenin de Hazreti İsa’nın havarilerini temsil ettiği söyleniyor.
Kralların taç giydiği bu özel bölüm, kare planlı, mermer parçaların birbirine geçmesi ile oluşturulan mozaik sanatıyla oluşturulmuş, yeşil, sarı, gri renk tonlarındaki dairesel mermerlerden yapılmış, bugün var olmayan ana taban mozaiğinden ayrı olarak, Bizans imparatorlarının taç giydiği ‘Omphalion’ olarak isimlendiriliyor.
TÜRKİYE’DE SAYILI YERLERDE VAR
Bezemelere, benzer olarak Türkiye’de sadece İznik’te, İstanbul Ayasofya’da ve Khora Manastırı’nda rastlandı. Yunancada ‘Yer’in Göbeği’ manasında, Omphalion (Delf’te Omphalos) olarak da isimlendirilen ve Bizanslılarca kutsal sayılan bu yer, Ortodoks inançta Bizans imparatorlarının Patrik tarafından taç giyme törenlerinin gerçekleştirildiği ve imparatorların bazı toplantıları izlediği yer olarak kayıtlara geçti.
2. İZNİK KONSÜLÜ’NE EV SAHİPLİĞİ YAPTI
İznik Müzesi eski Müdürü Taylan Sevil, “İznik Ayasofya Camii’nde (Müze) 4 imparator taç giydi. Ayasofya tarihte 2. İznik Konsülü’ne ev sahipliği yapmış önemli bir yer. Ortodokslar için ziyaret edildiğinde hacı sayılan bir yer. İznik neyse Ayasofya odur, Ayasofya neyse İznik de odur. Yıllar önce günde 70 turun geldiği zamanlar oldu. Ama maalesef onarım ve restorasyon adı altında yapılan çalışmalardan sonra artık yılda bir ya da 2 tur geliyor” dedi.
TÖRENLER HAKKINDA BİLGİ VERDİ
İmparatorların taç giyme törenleri hakkında da bilgiler veren Taylan Sevil, “1204 yılında Haçlı Ordusu İstanbul’u fetih ettiği zaman, oradaki imparator 1. Teodor Lasgaris kaçarak İznik’e geldi. İmparatorluğunu burada ilan etti. Fakat, taç takması da gerekiyordu. Bu nedenle Ortodoks Patriği İznik’e taşımak istedi. O an bu teklifi kabul görmedi. Ama 1208 yılında yani 4 yıl sonra Ortodoks Patriği makamını buraya taşınarak artık törenle taç giyme hakkı çıktı. Böylece, Lasgarisler döneminde 1. İmparator olan Teodor Lasgaris, (1208) törenle taç giyerek kendi durumunu güçlendirdi. Bundan sonra da 1222’de Dukas Vatatzes, 1254’te 2. Teodor Lasgaris ve 1259’da Mihail Paleologos İznik Ayasofya’da taç giydi. 1261 yılında İstanbul tekrar geri alındığında Bizans başkenti tekrar İstanbul’a taşındı. Dolayısıyla bu dört imparator döneminde, buradaki tüm imparatorlar taç giymiş oldu” diye konuştu.
Mozaiklerin Hazreti İsa ve havarilerin, sembolize ettiği iddialarını ise ‘rivayet’ olarak değerlendiren Taylan Sevil, “Ortadaki yuvarlağın Hazreti İsa’yı temsil ettiğini, etrafındaki 12 dairenin de Hazreti İsa’nın havarilerini temsil ettiği söylenmektedir. Ama bunlar rivayetten ibarettir” ifadelerini kullandı.
MÜHENDİSLER İNCELEMELİ
Eski Müze Müdürü Taylan Sevil, sözlerini şöyle noktaladı:
“Söylediği şeylerin kendi fikirleri olduğunun altını çizen Taylan Sevil, Ayasofya’nın restorasyonun doğru yapılmadığını ifade ederek, “Orta nefe giren kapı, cam değil daha orijinal bir şey yapılabilirdi. Bugün pencere olarak gördüğümüz yerler orijinalinde kapıdır. Buralar yan neflere giren kapılardır. Bugün bakıyorsunuz, pencere olmuş. Camiye çevrildikten sonrada yapılan birtakım onarımlar o an için gerekli olan şeylerdi. Bugüne kadar bu şekilde korunmuş, bundan sonra şekli değişmemiş. Benim kişisel endişem, içeride bir alan bölünmüş yazıhane gibi bir şey olmuş. Orta çağa uygun yapı elemanlarıyla yapılacağına, alüminyum doğramalarla yapılmış. Özellikle çok endişe ettiğim bir bölüm var, şurada yarım kubbenin üzerine yapılan yeni örmeler çok ağır. Mühendisler burayı bir an önce incelemeli ve rapor halinde sunmalılar.”
Mozaiklerin bulunduğu bir bölümün hasar gördüğü de dikkatlerden kaçmadı.